Arap Camisi Taş Kitabeler

TarihçeAdile Sultanın yaptırdığı şadırvan bugün hala mevcuttur. Evvelce Mehmed Raif tarafından da neşredilen (M. Raif Mir’atı İstanbul, İstanbul 1314, sayfa 463) uzun kitabesinin kopyası şudur:
Devletde Mehmed Ali Pâşâyi yegâne
Çok mansıbı ihraz ile buldu şeref ü şan
Darbhane ve Tophane ve Mabeyin müşiri
Serasker ü sadr oldu nice kerre kapdan
Sıhr eyledi hem zâtini şâhinşehi âlem
Buldu nice ikbal ü nice rif’at ü uncan
Bir âsafı memduh ü dilir idi ne çâre
Ahir anı da kıldı hebâ şivei devran
Ol dâveri zîşanı ecel gaib idince
Hatırlan kıldı elem bahri perişan
Rühiyçün ecrü hasenat itmeğe tahsil
Oldu haremi muhteremi vasıta cûyan
Yaptırdı bu sarnıç ile şû şâdirvanı
Şâd oldu Arab Camii semtindeki sükkân
Sû zahmeti çekmekde idi irdi refâhe
Biccümle ehalii mahalle ile atsan
Hakkaki güzel hayri âzim oldu yerinde
Şâmil eseri lûtfi beni âdeme her an
Hak yolma bû âbi revan işte revandır
Alsım sû tavazzi idüb içsün gelen insan
Gördükçe cihan halki menafi bu eserden
Elbetde Hûdâ ecri cezilin ider ihsan
Merhum olub mağfiretü rahmete vâsıl
Serçeşmei Kevserden İlâhi ola reyyan
Hem zevcei zîşanı o sultam mükerrem
Çok hayre muvaffak ola durdukça bu ekvan
Hem duhteri saad ahteri ikbâlü şerefle
Alemde bula âfiyeti ömri firavan
Bu beyt ile atşana Senih eyle ki tebşir
Her mısraı târihi temamın ide ilân
«Buldı sûyunu şadırvan oldı bak inşâ»
H. 1285 (M. 1868)
«Sahrıncı metin kıldı binâ Adile Sultan»
H. 1285
Saliha Sultan tamirinde yaptırılmış olan eski şadırvanın Hadikatül Cevamide düşülen tarihi şudur:
Didiler her biri tahsin idüb târihi itmamın
Bu ahsen camii tevsi kıldı Valide Sultan
H. 1147 (M. 1734-1735)
Bu şadırvanın altında bir sarnıç mevcuttur. Şadırvanın zeminindeki kapaktan burayı görmek kabilse de pek fazla bir şey anlamaya imkân yoktur. Yalnız, kısmen farkedilen bir kemerden bu sarnıcın bir Bizans eseri olduğu tahmin edilebilir. Herhalde Arab Camii hakkında yapılacak bir etüdde bu sarnıcı ihmal etmemek icab eder.

Caminin gerek Mahkeme Sokağına ve gerek Avluya açılan yan kapılarının üzerindeki kitabeleri yazılan kopyaları şunlardır:
Mahkeme Sokağına açılan kapı üzerinde:
Selâmün aleyküm bimâ sabertüm fe ni’me ukbeddâr
Avluya açılan kapı üzerinde:
Selâmün aleyküm tıbtüm fedhıdûha hâlidin
Ayrıca camiin içinde ve sağ taraftaki duvara yapışık uzun bir taş kitabe daha mevcuttur. Divanı Hümayun katiplerinden Haci Emin Efendi tarafından yazılan bu (H. 1222) M. 1807 tarihli kitâbede camiin manzum bir tarihçesi tertip olunmuştur. Bu kitabenin, mihrabın yanındaki hücrede muhafaza olunan elyazma bir kopyasından R. E. Koçu’nun yazdığı kopya şudur: Yukarıdaki resimde görülen kitabe budur.

Bu mabedin sana ahvalin eyliyem i’lâm
Ki kadrin anla bu beyti atike kıl ikram
Nice nice seneler zulmet içre çekti belâ
Ki sonra âne kerem kıldı Hazreti Mevlâ
Âne göre idegör anın sânına t’azim
Dergehinde Hûda sana da ide tekrim
Tazarrûda salâtü selâma kaim ol
Cenâbı Hazreti Bâriye maksadın ise yol
Kabul idüb umarız cürmümüz idüp mağfur
Bu hâke yüz süreni dergehinden itmez dûr
Kim altmışaltı sene geçmiş idi Hicretten
Henüz dine rehâ gelmiş idi fetretten
Çün oldu Hazreti Abdülmelik halifei din
Yezidin eylediği fitneler olup teskin
Murad eyledi Kostantiniyyeye o sefer
Ki kıldı Mesleme namdan serasker
Ki bir gün eyledi Mesleme islâme hutbe
Diyarı Rûme azimetle buluruz rütbe
Bu feyzü rahmeti rahmanı halka arz ideyüz
Kabul itmeyen âdeme cengi arz ideyüz
Bu va’zı gûş iden urbanden ellibin âdem
Taahhüd eylediler tabiin ile ol dem
Sahabeden de nice kimse kıldı bile sefer
Cenabı Hakka tevekkülle oldular rehber
Kona göçe giderek dine da’vet eyliyerek
Ki halka Hakkın bildiğini sevk iderek
Diyâri Rûme gelüp ol bu şehri fethetti
İçinde bulduğu mâli ceyşe bahşetti
Bu beyti mâli ganimetle eyleyüp ma’mur
Ki nâmı oldu Areb Camiiyle meşhur
Tekfûri Rûm gelüp dergehine yüz sürdü
Haraç vermeğe der’uhde eyleyüp durdu
Recası itti kabul ane virdi peymânı
Aman aman diyene budur emri Yezdâni
Yedi sene bu şehirde ikamet eylediler
Bu bârigâhi Hüdada ibadet eylediler
O demde oldu Dimişk içre fitneler peydâ
Kim etti âlemi lerzan dilleri şeydâ
Kim oldu ol Ömer ibni Abdülâziz halifei Şam
Kemali adı ile islâme verdi istihkâm
Ki kıldı Meslemeyi kendi yanına da’vet
Bin atlı ile süvar olup eyledi avdet
Kusur askerde düştü hastalık vâfir
Amani ahdi bozun fürce buldu ol Kâfir
Huzur virmeyüp ol ceyşi kıldı âzürde
Bu gamla her biri tekrar uğrayüp derde
Ne çâre anladılar hastalık geldi islâma
Bakiyye askeriyle doğru gittiler Şâme
Tekfûr anı işidüp geldi şehri seyretti
Nizamı minberü mihrabı bozdu deyretti
Ki sonra pâk neseb fahri âli Osmândan
Vücude geldi cihangir feyzi rahmandan
Ki ya’ni Hazreti Sultan Mehmedi Sâni
Cihanı eyledi âbâd şevketti şâni
Müyesser oldu bu Kostantiniyye fethi ana
Ebülfeth dimek oldu ol padişaha sezâ
Sekiyüz elli yedide bu şehri fethetti
Cihande sikkeyi mermere hâk idüp gitti
Nice cevami mescidler eyledi bünyad
Düalar eyliyekim ola haşredek âbâd
Huda kıla o şehin ruhi pâkine rahmet
Dergehinde dahi bula izzetti rif’at
Cenabi Hak dilerim âlin eyleyüp teksir
Ola kıyametedek devleti ile âlemgir..
Recamız odur ki bu nakle nazar iden ihven
Makaale nazımına fâtiha kıla ihsan

Ketebehu Elhaç Emin eazzi hâcei Divanı Hümâyun ve serhalifei kâtibi Agayi Darüssaadei sâbık Sene 1222 (M. 1807).

Arap Camisi Taş KitabelerMurat KAYA
01