Yeni Valide Camii

Üsküdar İlçesi’nde, Üsküdar Meydanı’nın güneyinde, güneydoğuda Hakimiyeti Milliye Caddesi, batıda İmam Nasır Sokağı ve kuzeybatıda Balaban Caddesi ile sınırlanmış bir yapı adası üzerinde yer almaktadır.

Cümle kapısı üzerindeki Emir Buhari Tekkesi şeyhi Karamanizade Ahmed Efendi tarafından söylenilen tarih kitabesine göre cami, III. Ahmed’in (hd 1703-1730) annesi Emetullah Gülnüş Valide Sultan adına 1120-1122/1708-1710 arasında yaptırılmıştır.

Dış siyasette savaşmak yerine barışı tercih eden ve komşularıyla ilişkilerini bu doğrultuda geliştirmeyi amaçlayan III. Ahmed, kent yaşamında refah, eğlence ve imar hareketleriyle etkin olmuştur. Osmanlı Saltanatında saraydan Babıali’ye ve giderek halk arasında yaygınlaşmaya başlayan yenilenme düşüncesinin temsilcilerinden biri olan III. Ahmed, Batı tekniğinin Osmanlı sanatında kullanılması ve dolayısıyla imparatorluğun 16.yy’daki gelişmiş sanat ve mimari ruhunu yeniden canlandırmanın çabası içerisindedir. Osmanlı mimari üslubunda, klasik dönemden Batı etkisinin görülmeye başladığı döneme geçiş sürecinin başlangıcında inşa edilen Yeni Valide Külliyesi’nde henüz klasik dönemin mimari üslubu etkendir.

Camii, hünkar mahfili, türbe, sebil, muvakkithane, çeşme, şadırvan, sıbyan mektebi, arasta (dükkanlar), imaret, meşruta evleri ve mahyacı odasından oluşan Yeni Valide Külliyesi, ayrıntıda klasik dönem yapılarından ayrılmasına karşın Sinan’ın üslubunun etkisi altında biçimlenmiştir. Özellikle cami, yaklaşık 150 yıllık aradan sonra küçük farklılıklarla Rüstem Paşa Camii’nin bir tekrarı gibidir.

Mimar Bekir’in subaşılığı sırasında yapılan Yeni Valide Külliyesi’nin yerleşim düzeni şöyledir: Büyük bir dış avlunun ortasında yer alan ve bir iç avluyla bütünleşen camiye doğudan ahşap bir hünkar daiesi eklenmiştir. Dış avlu duvarının güneydoğu köşesinde çeşme, sebil, türbe ve muvakkithane birbirlerine bitişik olarak yerleştirilmiştir. Hazire ise caminin güneyinde yer almaktadır. Dış avlunun kuzey cephesindeki girişin üstünde sıbyan mektebi ile altında mahya odası, bu girişin doğusunda dış yüzde 7 adet dükkan ile batısında avlu içinde sarnıç ve helalar bulunmaktadır. Önceleri fodla fırını olarak kullanılan imaret ise külliyenin kuzeyinde ve dışında yer almaktadır. Dış avlunun çeşitli yönlerde beş kapısı vardır. Bu kapılar sebil ve hünkar kapısı, bedesten kapısı, imaret ve mektep kapısı, imam kapısı ve çarşı-arasta kapısı diye anılmaktadır. Kuzeydeki imaret ve mektep kapısına oranla diğer dört kapı daha küçük ve yalın bir düzenlemeye sahiptir.

Cami: Revaklı ve şadırvanlı iç avlusu ve ahşap hünkar dairesi ile birlikte dış avluya paralel olarak konumlanmıştır. Üç taraftan merdivenle çıkılan cami ve iç avlu, dış avluya göre daha yüksek bir platform üzerinde yer almaktadır. Sekizgenden gelişen merkezi mekanlı cami planının 18. yy’daki örneği olarak Yeni Valide Camii, enine gelişmiş bir plan düzenindedir. Merkezi mekan büyük ve basık bir kubbe ile örtülmüştür. İç mekanda kasnakta açılan pencerelerle bütünleşen kubbenin etkisi, dıştaki basık görünümünden farklı olarak algılanmaktadır.

Merkezi kubbeyi dördü serbest, dördü ise ikişer ikişer kuzey ve güney duvarlara bitişik olarak bulunan sekiz ayak taşımaktadır. Kubbeye geçiş pandantiflerle sağlanmıştır. Yan sofalar, köşelerde küçük kubbelerle, ortada ise aynalı tonozla örtülmüştür. Cümle kapısı ve iki yan taraftaki sofaların üstünde yer alan mahfiller mermer şebekeli korkuluklarıyla döneminin üslubunu yansıtmaktadır. Duvarlar ve ayaklar mermer, mihrap yan duvarları ise çinilerle kaplıdır. Bu çinilerin çöküş devrini yansıtmaları konusunda sanat tarihçilerinin görüşü ortaktır. Cami içindeki “El-cennetu tahte akdemi’l-ümmehat” ve “Re’sü’l hikmeti mehafetu’llah” celi sülüs levhaları III. Ahmed’in kendi el yazısı olup müzehhip Taşkondurmaz Mustafa Ağa’ya işletilmiştir. Caminin ve türbenin diğer celi yazılarını ise Hezarfen Mehmed Efendi yazmıştır. Caminin son cemaat yeri girişin iki yanında kubbeli olmak üzere girişte ve kenarlarda tonozla örtülüdür. Kapı kemeri yuvarlak olan giriş portali beyaz mermerdendir. Kapının üzerinde Taib Çelebi tarafından yazılan 48 beyitli bir kitabe vardır. Son cemaat yerinde iki mihrapçık ve sağ tarafta bir mükebbirlik vardır. Caminin kuzey cephesinin iki yanında klasik oranlarda, stalaktitli, çifte şerefeli iki minare bulunur. Klasik döneme oranla daha ince olarak yapılan minareler Semavi Eyice’ye göre son klasik minare örneğini oluşturmaktadır. Camii dış görünüşte yüksek kasnaklı basık kubbesi, işlevsiz nitelikteki ince ve zarif ağırlık kuleleri, güney cephesindeki payanda sistemi, ferah iç mekan etkisi, çinilerinin üslubu, bezemeleri vb ayrıntılarıyla klasik dönem camilerinden ayrılmaktadır. İç avluyu çevreleyen revaklar kubbe ile örtülmüştür. Revak kemerleri sivri kemer biçiminde olup sütun başlıkları stalaktitlidir. İç avlunun üç kapısı üzerinde celi ile yazılmış kitabeler vardır. Avlunun ortasında sekizgen bir şadırvan bulunmaktadır. Sivri kemerlerle bağlanan stalaktitli başlıklı sekiz sütunun araları tunç şebekelidir. Saçak frizi altında Taib Çelebi’nin kitabe bordürü yer almaktadır. Gülnüş Emetullah Valide Sultan, bu caminin kitap dolabına vakfettiği kitaplarla bugün kendi ismini taşıyan kütüphaneyi kurmuştur.

 

Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi – Nadide Seçkin

Yeni Valide CamiiMurat KAYA