Yıldız Camii

Beşiktaş İlçesi’nde, Barbaros Bulvarı’nın kuzey kesiminde, Yıldız Sarayı yolu üzerindedir. Asıl adının Hamidiye olmasına karşılık daha çok Yıldız Camii olarak bilinmektedir.

II. Abdülhamid tarafından 1303/1885- 86’da yaptırılmıştır. Gerek kitlesi ve plan şeması, gerekse dekorasyonu ile son dönem Osmanlı mimarlığında benzeri olmayan bir yapıdır.

Cami, 1877’de Yıldız Sarayı’na yerleşmesinden sonra cuma selamlığı, bayram vb önemli dini günlerde uzak camilere gitmekten hoşlanmayan II. Abdülhamid’in isteği üzerine sarayın hemen yanında inşa edildi. O dönemindeki konumu bakımından saray duvarlarının dışında ama yerleşme alanı içindeydi. Bu nedenle, konumu ve işlevleri açısından bir saray camii olma özelliğine sahip oldu. Bu özellik kitlesinin biçimlenişinde ve öncelikle dekorasyonunda belirgindir.

Osmanlı camilerinin geleneksel son cemaat yerinin, 19. yy’da işlevinin değişmesine bağlı olarak hünkar köşkü biçimine dönüşmesi sürecinin son örneği olan Yıldız Camii, köşk, hatta saray imgesinin öne çıktığı bir tasarım örneğidir. Gerçekten de hünkar köşkü kitlesi harim bölümünü de içeren dikdörtgen planlı tek bir ana kitle olarak biçimlenmiş, buna kuzeydoğu ve kuzeybatı tarafında eklenen yine dikdörtgen planlı ve daha alçak iki kitle kuzey cephesinde yaygın, hiyerarşik ve simetrik bir görünüm sağlanmıştır. Bu görünümü güçlendiren bir diğer öğe ise cephenin merkez aksının taç kapı biçiminde tasarlanması ve bunun için de daha geniş ve daha yüksek tutulması, öne doğru bir çıkma yapması ve üstte zengin bezemeli bir tepelikle vurgulanmasıdır. Caminin geleneksel tasarımında hiç görülmediği biçimde taç kapı motifi mihrap cephesinde de kullanılmıştır. Böylece bu taç kapılar -tarihi işlevlerinden farklı olarak- kubbeyi ortalayan simetri öğeleri olmuşlardır.

Değişik yükseklikteki dikdörtgen planlı prizmatik kitlelerin kompozisyonu ve kullanılan mimari öğeler, örneğin saçak kornişlerinin üstündeki parapet kuşağı, yandaki kitlelere girişteki çift kollu dairesel merdivenler, camlı giriş sundurmaları vb daha çok sivil mimariden devşirilmiş tasarım kalıplarına yakındır. Caminin saraya bağlı oluşunun ve imparatorluk protokolünün önde gelişinin anlatımı olarak görülebilecek biçimlerdir. Caminin içi, aslında camilerde benzerine rastlanmayan bir zenginlik ve özenle bezenmiştir. Kubbenin mavi üzerine yıldızlardan oluşan bezemesi mihrap önündeki tavana da. işlenmiştir. Tavan, bu bezemeden sonra yine altın varakla işlenmiş profiller, mukarnas ve yazı şeritlerinden oluşan çerçevelerle kuşatılmıştır.

Harim duvarları, üzerinde yazı şeridi olan bir bant ile veya geniş bir kat kornişi ile yatay olarak bölünmüş, çift sıralı neogotik pencereler, alçıdan oymalı dilimler ve son derece zengin örgülü demir parmaklıklarla işlenmiştir. Üst pencere dizisinin aralarına daire biçimli ve içleri hat ile bezeli madalyonlar yerleştirilmiştir. Alt pencerelerin aralarında tanınmış hattatların yapıtlarından oluşan levhalar vardır.

Ancak caminin asıl görkemli bezemesi hünkar köşkünün bulunduğu iki katlı kuzey kanadında görülmektedir. Köşkün II. Abdülhamid için ayrılmış üst katı, altın varak ile çok renkli ve üst düzeyde bir oryantalist bezemenin alabildiğine zenginleştirdiği bir saray atmosferi yansıtır. İşlenmemiş tek bir noktanın bırakılmadığı bu mahfilin hacimleri, doğrudan harim mekanına ve tam kubbe altına açılır. Köşkün harime açılan yan odaları ise üç basamakla çıkılan küçük bir sahanlık ve kafesli bir pencere düzeneği içinde harim kısmına bakar.

Bu kafeslerin çok özel olan işlemelerinin padişahın elinden çıktığı söylenmektedir.

Selamlık törenlerine görkemli bir dekor oluşturan Yıldız (Hamidiye) Camii, çok çeşitli düzeylerde okumalara ve anlamlandırmalara açık ve 19. yy’ın sonu ve II. Abdülhamid dönemi mimarlığı için önemli tanıklıklar veren bir yapıttır.

 

Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi – Selçuk Batur

Yıldız CamiiMurat KAYA