TEBRİZ

Tebriz, antik çağlardan beri bir kültür ve alışverişi merkezi olmuştur. Tarihi çarşı kompleksi, İpek Yolu üzerindeki en önemli ticaret merkezlerinden biridir. İslam’ı izleyen İran şehirciliğinin ilk dönemlerinden beri aynı yerde bu çarşı vardır. Çarşı, İpek Yolu üzerinde Doğuya doğru giden Marco Polo tarafından ziyaret edilmiştir.

Tebriz Şehrinin merkezinde bulunan çarşı  birçok ürünün bulunduğu belirli kategorilere ayrılmış pavyonlardan oluşmuştur. Bunlar arasında Amir Çarşısı (altın ve mücevher için), Mozzafarieh (düğüm boyutuna ve türüne göre sıralanan el dokuması halılar), Başmakçı Çarşısı (ayakkabı), Kız Basdı Çarşısı ve Rahli Çarşısı  bulunmaktadır. Şehrin Safevi krallığının başkenti olduğu 16. yüzyılda Tebriz ve çarşısı en zengin dönemini yaşadı. Şehir, 17. yüzyılda bu statüsünü kaybetmiş, ancak çarşı bölgede ve ipek yolunda ticari ve ekonomik bir merkez olarak önemini korumuştur. Son yıllarda çok sayıda modern mağaza ve alışveriş merkezi kurulmuş olmasına rağmen, Tebriz Çarşısı şehrin ve kuzeybatı İran’ın ekonomik merkezi olarak yaşamsal rolünü korumaktadır.

Anıt, mimari tarz, plan ve kompozisyon olarak, Azerbaycan mimarisinde Akkoyunlu ve Karakoyunluların geldiği yeri göstermesi bakımından önemlidir.

Karakoyunlular dönemine ait bir anıt olan bu anıt, büyük ve görkemli bir mimari kompleksden oluşur ancak şimdi harabe halindedir. İnşaatı sırasında 52 metre uzunluğundaki ana cephenin önünde büyük bir avlu vardı. Çitlerle çevrilmiş revaklı caminin avlusunda süs havuzu vardı.

15. yüzyılda Tebriz , mimari yönden gelişiminin en önemli dönemlerinden birinden geçiyordu. Azerbaycan’ın başkentinde Karakoyunlu ve Akkoyunlu hükümdarları,  Cihanşah Hakiki (1438 –1467), Uzun Hasan (1453 – 1478) ve Sultan Yakub (1478 –1490) şehir planlama tedbirleri alıyor ve Tebriz’de bir dizi büyük mimari kompleks Muzafferiyye, Caesarea , Nasriya, Magsudiyye, Heşt Behişt saray kompleksi ve Bage Şemal bu dönemde yapılıyordu. Merkez Meydan olan Sahibabad Meydanı çevresindeki idari, dini ve ticari binaların yoğun bir şekilde inşası sonucunda, Tebriz’in genel şehir merkezi önemli ölçüde büyümüş ve daha organize hale gelmiştir.

Azerbaycanlı büyük bir komutan ve devlet adamı, yüksek eğitimli bir hakim ve sanat hamisi olan Cihanşah, “Hakiki” takma adıyla Azerbaycan Türkçesi şiirler yazmıştır. İmparator tarafından inşa edilen çok sayıda güzel bina, dönemin sanatsal faaliyetini ve zarif zevkini iyi yansıtmaktadır

Cihan Şah döneminin en önemli anıtı, 1467’de tamamlanan Muzafferiye mimari kompleksidir. İçinde bir Cuma camisi, hankah, kütüphane, medrese , türbe ve diğer binalar vardı. Kompleksin batı kesiminde bir Cihan Şah hamamı vardı. Bu devasa mimari kompleksten sadece kompleksin ana binası Sultanahmet Camii adı altında mimarlık tarihine giren muhteşem Cuma Camii kalır.

Şairlerin türbesi , Tebriz’in antik Surkab semtinde yer almaktadır. Asadi Tusi, 11. yy da buraya gömülen ilk şairdi. 11. yüzyılın bir diğer tanınmış Azerbaycan şairi Katran Tebrizi, mezarlığa gömülen ikinci şairdir. Muganiraddin Beylagani Azerbaycan klasik edebiyatının bir temsilcisisi, diğer bir düşünür Khagani Şirvani 12 yy da buraya gömülmüştür. Daha sonra Zülfugar Şirvani , Humam Tebrizi , Mağribi Tebrizi, Sigqatul İslam , Baba Hasan, Baba Mazid, Pir Türk, Sultan Dada Ali, Hasan Nahçıvani ve 400’den fazla şair ve sanatçı burada gömülüdür. Zamanla sel ve depremlerden bu mezarlık etkilenmiştir. Şirvani ,Asadiyya Tusi, Mujiraddin Beylagani , Gatran Tabrizi , Humam Tabrizi de buraya gömülen şairlerdir.

Şairlerin mozolesi 1970 yılında restore edilerek bugünkü haline kavuşmuştur. 1988 yılında ölen Mohammed Hussein Şehriyar vasiyeti üzerine buraya gömüldü. Şehriyar Muhammed’in ardından modern şairler Aziz Dovlatabadi , Mahmud Melmasi-Azarm de  burada yatmaktadır

TEBRİZMurat KAYA