Sarıhan

Sarıhan Ürgüb’ün altı kilometre kuzeyinde, Avanos yanında, Damsa çayı vadisinde, genişçe bir düzlükte ve bağlar yanındadır. II.İzzettin Keykavus zamanında 1249 yılında yaptırılan Sarıhan 2000 m²’lik bir alanı kaplamaktadır. Kültepe-Kaniş hafriyat heyetinin tetkikini 1955 yılının Ekim ayında ikmal ettiği Sarıhan, Selçukluların ünlü Sultanhanları planında olup, K. Erdmann’ın IIa olarak adlandırdığı tipe girmektedir. Kervansarayın dış kaplama taşları köprü inşası için koparılıp Ürgüb’e nakledilmemiş olsaydı, bugün bu abidenin bu tipe dahil Selçuklu hanlarının en iyi korunmuş örneklerinden bir tanesini temsil ettiğini söyleyebilecektik.

Kervansaray, kareye yaklaşan avlulu bir ön kisim ile, dikdörtgen planlı, üstü kapalı, daha dar bir arka kısımdan ibarettir. Portal cephenin tam ortasında ve büyük kitlesi ile dışarıya doğru çıkıntılıdır. Basık kemerli giriş kısmının iki renkli kemer taşları birbirine geçme olarak ve bir nevi kavisler meydana getirmek üzere, yerleştirilmiştir. Yan söve taşları da, bu teknik de olmamasına rağmen, iki renklidir. Dış kısmının üstü stlaktitli yarım kubbe şeklindedir. Girişin iki yanında fevkalade müzeyyen mihrabiyeler-nişler yer alır. Bunlar yarım kubbeli, bir nevi şemse şeklinde olup, girift kabartmalar ve mustakim oluklarla süslüdür. Portalin düz bir şekilde tanzim olunan dış kenar çerçeveleri, pervazları ve iç köşeleri dolduran süs sütuncukları, gayet ölçülü bir şekilde, hendesi motiflerle bezelidir.

Sarıhan’ın mescidi, diğer bazı Selçuklu kervansaraylarında da görüldüğü gibi, portalın iç girişi üstündedir. Bugün, kare planlı mescidin üst örtüsü çok harap durumdadır, Stlaktitli tromplarında dörtten sekize geçen stlaktitli köşelerin bulunuşu, tavana sekiz köşeli tonozlarla bir nevi dilimli yıldız manzarası vermektedir. Mescidin bu şekilde sekiz mutakattığ tonozun birleşmesinden meydana gelen yıldız biçimindeki üst örtüsünü – kubbesini Ağzıkarahan mescidinin çok iyi muhafaza edildiğini gördüğümüz üst örtüsünden ayrı tutmak doğru değildir. Mihrap çerçevesi ve köşelerdeki iki süs sutuncuğu kervansarayın bütün kapılarında olduğu gibi, hendesi, zarif motiflerle süslüdür. Portalın arkasına düşen mescit medhali avluya, yani, kapalı kısmın kapısına bakmaktadır. Buraya, son izleri bugün dahi yerinde duran dik-dar asma bir taş merdivenle çıkılmaktadır. Kapı önündeki merdiven sahanlığı balkon şeklindedir; bu kısım yıkıldığından, etraf korkulukları hakkında bir şey söylemek mümkün olamıyor. Basık kemerli girişin üstündeki stlaktitli kubbe, iyi korunmuştur. Kapının dış yüz kenarı silmeli ve çerçevesi de süslüdür. Mescidin içinden dama çıkan merdivenin ezan okumak için kullanıldığını kabul etmek lazımdır.

Tahsin ÖZGÜÇ
BELLETEN, 79, Cilt: XX – Sayı: 79 – Yıl: 1956 Temmuz

SarıhanMurat KAYA