Fatih Rüstempaşa Mahallesi’ndeki Yeni Cami Külliyesi’nde yer alır. Yeni Cami’nin inşaatını 1605 yılında III. Mehmed’in annesi Safiye Sultan başlatmış ancak vefatıyla inşaat yarım kalmıştır. Camiin yapımını elli altı yıl sonra kaldığı yerden devam ettiren isim Sultan İbrahim’in hanımı, Sultan IV. Mehmed’in annesi Hatice Turhan Sultan’dır. Sultan, o zamanki ismi Valide Camii olan yapıyı inşa ettirmekle kalmamış, türbe, darulkurra, mektep, muvakkithane, hünkar kasrı, sebil ve çeşmeyi içine alan bir külliye yaptırmıştır. Ayrıca külliyedeki yapılara gelir sağlaması için Mısır Çarşısı’nı inşa ettirmiştir. Türbenin yapım tarihi 1663, mimarı ise Mustafa Ağa’dır.
Kare planlı yapı, hanedan türbelerinin en büyüğüdür.
Türbe, tuğladan örülüp kurşunla kaplanmış yüksek bir kubbeyle örtülüdür. Kesme taştan cepheleri yukarıda bir mukarnas friz sınırlamaktadır. Türbenin önünde üç gözlü bir revak görülmektedir. Üç sıra halinde kırk yedi pencere açılmış, türbede alt pencereler dikdörtgen şekilli olup demir parmaklıklarla kapatılmış, üst pencereler ise sivri kemerli olup alçı şebekelerle örülmüştür. Ancak bu alçı şebekelerden hiçbiri günümüze kalmamıştır.
Türbenin kapısının sağ kanadının üst kısmındaki kitabede aşağıdaki yazı okunmaktadır:
“Ya Müfettiha’l-Ebvab, iflah lena hayra’l-bab.” (Ey kapılar açan Allah’ım, bize hayırlı kapılar aç.)
Kapının iç kısmındaki kitabeye göre III. Ahmed tarafından 1724-1725 tarihinde yaptırılmıştır.
Türbenin iç süslemesi sade ve ölçülüdür. Zemin tuğlayla döşenmiştir. Revaklı alt pencerenin üstünde celi sülüsle Esma-ül Hüsna okunmaktadır. Lacivert zemin üstüne beyaz renkle yazılmıştır.
Çini kaplama, pencerelerin üstündeki yazı kuşağıyla sonlanır. Kaplamada, üstduvarlarda ve kubbede malakari süslemeler görülür. Kubbe ve üst duvarlarda kalem işleri vardır. 1959 yılında yapılan restorasyonda rumi, klasik madalyon ve rozet kuşakları gibi geç dönem süslemeler ortaya çıkarılmıştır.
Türbenin içindeki çini kitabe kuşağında Mülk Suresi’nin 1-30. ayetleri okunmaktadır. Revaktaki çini kuşağında ise Haşr Suresi’nin 23-24. ayetleri (O, öyle Allah’tır ki, kendisinden başka hiçbir tanrı yoktur. O, mülkün sahibidir, eksiklikten münezzehtir, selamet verendir, emniyete kavuşturandır, gözetip koruyandır, üslündür, istediğini zorla yaptıran, büyüklükte eşi olmayandır. Allah, müşriklerin ortak koştukları şeylerden münezzehtir. O, yaratan, var eden, şekil veren Allah’tır. En güzel isimler O’nundur. Göklerde ve yerde olanlar O’nun şanını yüceltmektedirler. O, galiptir, hikmet sahibidir.) ve Esma-ül Hüsna görülür.
Kapı kanatları sedef ve bağa işçiliğiyle kündekari tekniğin özelliklerini göstermektedir, İç mekanda bazı pencerelerde vitraylara rastlanmaktadır.
Batı duvarına asılmış talik kitabede IV. Mehmed’in defni anlatılmaktadır:
“Mehemmed Han-ı Rabi ibni İbrahim-i Ferruh-dem
Onunla bulmuştu izz Ü şevket tabt-ı Osmani
Hitab’ı “ircii” ahir erince canib-i Hak’dan
Müşerref eyledi ruhu revanı bağ-ı rıdvanı
Kemal üzre bulup kadr Ü ayarın ebi-i irfanın
Müsahib eylemişdi Fenn-i abd-i senabanı
O yerde yattığınca Hazret-i Hak eyleye daim
Serir-i ma’deletde Gazi Sultan Mustafa Hanı”
Türbede toplam kırk dört kişi yatmaktadır. Hatice Turhan Valide Sultan dışındakilerden beşi Osmanlı padişahıdır: IV. Mehmed, II. Mustafa, III. Ahmed, I. Mahmud ve III. Osman. Diğer mezarlarda da hanedan mensupları medfundur.
İstanbulun 100 Türbesi