Beyşehir Eşrefoğlu Camii

Eşrefoğlu Camisi, Konya’nın Beyşehir ilçesinde, Eşrefoğlu Süleyman Bey’in 1297 de yaptırdığı cami. Planı yaklaşık 36 m x 47 m boyutlarında bir dikdörtgen biçimindedir. Dikdörtgenin kuzeydoğu köşesinin, yaklaşık 20 m uzunluğunda bir cephe oluşturmak üzere 45 derece kesik yapılması, bu cepheye paralel geçen bugünkü yolun, camının inşa edildiği dönemde de var olduğunu düşündürür. Caminin girişi de yola bakan bu cephededir. Yapının beden duvarları yonma ve moloz taşla, yalnız giriş cephesi kesme taşla örülmüştür. Beden duvarlarının iyice yukarısında yer alan pencerelerin altından ve üstünden, bütün yapıyı dolanan ahşap hatıllar geçer. Batı cephesinde, yapıya bitişik sekizgen planlı, konik taş külahlı türbe yer alır. Cümle kapısı giriş cephesinin sağ köşesindedir. Dışa taşan ve yüksekliği de yapı yüksekliğini geçen bir taçkapı biçiminde düzenlenmiştir. Sivri kemerinin içi mukarnas dolgulu, çevresi çeşitli bordürlerle bezelidir. Ustündeki yazıtta 1296/97 tarihi verilmiştir. Taçkapının hemen sağında tuğla örgü minare yükselir.

Cümle kapısından, iç mekanın dibinde, yapı enince uzanan bir çeşit son cemaat yerine girilir. Üzerinde boydan boya bir galerinin bulunduğu bu bölümden ayrılmış kısmen ahşap bir şebekeyle, kısmen de bir duvarla ayrılır. İç mekana, sırlı tuğla ve çini mozaik kaplı bu duvarın içindeki sivri kemerli bir kapıdan geçilir. Kapının üstündeki çini mozaik yazıtta 1299/1300 tarihi yer alır. Asıl cami hacmi, kubbe duvarına dik yönde altı sıra oluşturacak biçimde dizilmiş, taş tabanlara oturan, ortalama 40 cm çapında ve 7,5 m yüksekliğinde, sekizgen kesitli ahşap direklerle yedi sahına bölünmüştür. Ucunda, kıble duvarı üzerinde mihrabın yer aldığı orta sahın öbür sahınlardan biraz daha geniştir. Ahşap direklerin gene ahşaptan oyma mukarnaslı başlıkları vardır. Direkler kıble duvarına dik yönde, ahşap kirişlerle birbirine bağlanmıştır. Bu kirişlere de enine olarak yuvarlak ahşap aşıklar oturtulmuş, böylece düz bir çatı örtüsü oluşturulmuştur.

Qrta sahında, mihrabın önündeki kubbe, yıldız kesitli iki kagir ayağa oturan üç sivri kemer üstünde yükselir. Kemerlerden kubbeye yelpaze biçimli üçgenlerle geçilir. Dıştan çok yüzlü piramidal bir külahla örtülü olan kubbenin içi sırlı tuğla ve mozaik çini kaplıdır. Firuze, patlıcan moru, lacivert renklerin egemen olduğu çini mozaik mihrap, Konya ve çevresindeki benzerlerinin en büyüğüdür. Mihrabın sağında yer alan ceviz ağacı minber, kündekari işçiliğinin üstün düzeyde bir örneğidir. Mihrap önü kubbesinin sağ ve solundaki ahşap dikmelerin arasında ahşap şebekeler yer alır. Böylece kıble duvarı önünde, bütün cami enince uzanan ayrı bir bölüm ortaya çıkar. Kubbenin önünde, orta sahının dört direği arasında gene ahşaptan müezzin mahfili vardır. Oldukça alçak olan bu mahfil 1574/75’te yapılmıştır. Kıble duvarıyla batı duvarının birleştiği köşedeki hünkar mahfilini ayıran şebekeler de ahşaptandır. Buraya batı duvarına bitişik bir merdivenle çıkılır.

Eşrefoğlu Camisi, Selçuklulara bağlı küçük bir beyliğin sınırlan içinde yapılmış olmakla birlikte, çini işleri ve özellikle de gerçekten görkemli ahşap oymalarıyla Selçuklu sanatının en olgun örneklerini barındıran seçkin bir yapıdır.

Eşrefoğulları, Beyşehir ve yöresinde hüküm süren Türkmen beyliği (1290-1326). Beyliğin kökeni, Anadolu Selçukluları tarafından devletin batı sınırına yerleştirilen bir Türkmen boyuna dayanır. Beyliğin kurucusu, Eşrefoğlu I. Seyfeddin Süleyman’dır. Süleyman Bey, Anadolu Selçuklu hükümdarı II. Mesud döneminde (1283-98) ortaya çıkan hanedan kavgalarında önemli rol oynayan bir Anadolu Selçuklu uç beyiydi. 1285’te de, Mesud karşıtları tarafından devrik hükümdar III. Gıyaseddin Keyhüsrev’in oğullarının naipliğine atandı. Ama Mesud gücünü pekiştirince, Süleyman Bey ona boyun eğdi.

Süleyman Bey’in oğlu Mehmed Bey, Akşehir ve Bolvadin’i ele geçirdi ve 1314’te İlhanlıların buyruğu altına girdi. Daha sonra tahta oğlu II.Süleyman geçti. II. Süleyman’ın beyliği, İlhanlıların Anadolu valisi Demirtaş’ın (Timurtaş) Anadolu’daki beylikler üzerinde egemenlik kurma girişimiyle aynı döneme rastlar. Demirtaş 1326’da Beyşehir üzerine yürüdü ve II. Süleyman Bey’i öldürerek Eşrefoğulları Beyliği’ne son verdi. Hanedanın toprakları daha sonra Karamanlılar ve Hamidoğulları arasında paylaşıldı.

Ana Britannica

Beyşehir Eşrefoğlu CamiiMurat KAYA